4 Mayıs 2016 Çarşamba

Tanrıyı Oynayanlar






TANRIYI OYNAYANLAR:


Filmde bir hekim ve başta hademe olarak işe alınan asistanının hikayesi anlatılır. Siyahi olan thomas normalde de doktor adayıdır ancak siyahi olması onun için hayatı zorlaştırmıştır ve hademe olarak çalışmaya başlamak zorunda kalmıştır. Thomas el becerisi ve kardiyolojiye olan ilgisiyle cerrahın ilgisini çeker ve cerrah onunda yardımıyla büyük başarılara imza atar. Ancak thomas ve cerrahın arasındaki bu ortaklık ırkçı insanları rahatsız eder ve mücadele etmek zorunda kalırlar.Filmde asıl anlatılmak istenen ''Kazanılan her savaşın muhakkak bir görünmeyen kahramanı vardır ve tarih birgün onu da yazar '' düşüncesidir. Bu hikayede thomas görünmeyen kahramanımızdır. Film ayrıca ırkçılık , ayrımcılık ve nefret söylemlerinide işlemektedir.

İyilik Bul İyilik Yap





İYİLİK BUL İYİLİK YAP:

Filmde Trevor ismli 11 yaşındaki çocuğun dünyayı daha güzel bir yer yapacak bir fikri vardır. Bu fikir tanımadığı birine iyilik yapmak ve karşılığında onunda tanımadığı 3 kişiye iyilik yapmasını istemektir. Böylece insanların düzeltilebilceğine , insanların kendi sorunlarından başlarını kaldırıp başkalarının sorunlarıyla ilgilendiği sürece dünyanın daha güzel bir yer haline gelebileceği anlatılır. Trevor un annesi alkoliktir ve babası aile içi şiddet uygulamaktadır. Burdan baktığımızda trevoru kaybetmeye mahkum dramatize bir hayatı olan bir genç olarak görebiliriz ancak öğretmeninin sorduğu '' dünyayı değiştircek bir fikir bulun '' sorusuyla farklı bir bakış geliştirir ve birçok insanın hayatına etki eder. Bu filmde eğitmenin tek görevinin bilgi vermek yada bir düşünceye sevk etmek olmadığını, bazen doğru sorularla öğrencisinin düşünmesinin sağlamasının ne denli önemli olduğunu görmekteyiz. Filme 11 yaşındaki bir çocukta bu kadar felsefik bir yaklaşım olabilirmi diye eleştiri getirilebilir ancak çocukların üstün hayal güçleri ve henüz kirlenmemiş, içlerindeki insan sevgileri ile bu mümkündür. Bu sadece 11 yaşındaki bir çocuk için değil sevmeyi hatırlayan tüm insanlar için mümkün olabilir.

Ekim Düşü







EKİM DÜŞÜ:

Rusların uzaya gönderdiği bir roketten çok etkilenen bir genç bilim adamı olma hayalleri kurar. Babası madencidir ve onun bu hayalini desteklemez. Üç arkadaş denemeler yaparlar ve ilkinde başarısız olurlar. Ancak bu onları yıldırmaz . Öğretmenleri tarafından destek görürler ve ulusal bilim yarışmasına katılırlar. Bu filmde bir eğitmenin desteğinin ne denli önemli olduğu ve hayallere ulaşmanın zorlu bir yol olduğu, mücadeleden vazgeçilmemesi gerektiği vurgulanır. Herkesin imkansız gördüğü bir hayal inançlı üç genç ve onlara ışık tutan idealist bie eğitmenle imkan bulabilir.

50 Cesur Kemancı






50 CESUR KEMANCI:

Filmin baş karakteri yakın zamanda kocası tarafından terkedilen iki çocuk annesi bir kadını konu alır. Bir arkadaşı vasıtasıyla disiplinsiz bir okulda çocuklara keman çalmayı öğretecektir. Bu okuldaki çocuklar çok haylaz ve başa çıkılması zor çocuklardır. Ancak öğretmen hem iki çocuğuna bakmak zorundadır hemde öğrencilerine müzik ve keman sevgisini aşılamak isteyen idealist bir yapıya sahiptir.Filmde asıl anlatılmak istenen bir eğiticinin önünde ne kadar engel olursa olsun işini tutkuyla yaptığı sürece başarılı olacağıdır. Öğrencisine birşeyi sevdirmeye çalışan bir eğitmen öncelikle onu kendi sevmeli ve tutkuyla bağlanmalıdır. Ancak o zaman öğrencisine müziği ve kemanı sevdirebilir. Hayatta karşımıza çıkan bazı zorluklar bazen sevdiğimiz işe daha sıkı sarılmamızı sağlar.

İmparatorlar Klübü






İMPARATORLAR KLÜBÜ:

Bu filmde idealist ve prensip sahibi olan Kevin Cline in ünlü bir Fransız kolejinde öğrecileriyle olan ilişkisi işlenilmektedir.Sınıfta öğretmen, arkadaşlarına kötü örnek olan zengin ve şımarık bir çocuğu yola getirme çabaları göstermektedir.Hatta bunun için prensiplerinden ödün verir.Filmde hangi yanlış davranış sergilenirse sergilensin, hocalarda olumsuz örnek oluşturacak fevri tepkilerin olmaması dikkat çekmektedir.Filmde söz konusu eğitim, sadece sınıf ortamında değil normal hayatta da sürdürülmektedir.Arkadaşlarına kötü örnek olan ve kuralları yıkma çabasında olan Sedgewick,idealist öğretmen Kevin Cline'in kurallarını sorgulamasına neden olur.Son derece disiplinli olan bu ünlü Fransız koleji aslında basmakalıp kişiler yetiştirmektedir.Filmde fazlasıyla kuralcı , sınırları çizilmiş eğitimin basmakalıp kişiler yarattığının eleştirisi yapılmaktadır.

Muhteşem Münazaracılar






MUHTEŞEM MÜNAZARACILAR:

Film,küçük bir kasabada münazara yapan bir grup siyahiyi konu almaktadır.Filmde, o dönem siyahilere yapılan zulüm ve basklılara dikkat çekilir.O dönemde siyahiler ikinci sınıf insan muamelesi görmektedir.Bu nedenle münazaracılar,zenci oldukları ve küçük bir kasabadan geldikleri için dikkate alınmazlar.Ancak münazara konusunda inançlı ve yetenekli olmaları,turnuvalarda kazanmalarını sağlar ve böylelikle kendilerini kabul ettirirler.Münazara sırasında yaptıkları bazı savunmalar dönemin politik yapısına da ışık tutar.Bu filmde üzerinde durulan esas nokta, bireyin konumuna,sınıfına,ırkına bakılmaksızın hedefi doğrultusunda ilerlediği müddetçe başarıya ulaşacağı gerçeğidir.Ancak filme eleştirel olarak bakıldığında filmin sonunda Harvard taki turnuvada da kazanmaları, akla kazanmasalardı da yeteneklerinden şüphe edermiydik sorusunu getirmektedir.Çünkü başarıda önemli olan sonuca ulaşmak değil, bu uğurda katedilen mesafedir.

Die Welle








Sınıfta nazi dönemi ile ilgili konu anlatan bir hoca 'nasıl olurda kimse o dönemde yaşananlara tepki göstermez' şeklinde bir soru ile karşılaşır.Bu sorunun cevabını uygulamada göstermek isteyen hoca,bir sistem yaratır ve tüm öğrencilerin aynı giyindiği,hocanın diktatör olduğu 'Dalga' isimli bir oluşuma varılır.Bu durumda 'birlik olma' dugusu içinde kendini kaptıran öğrenciler zamanla birliğin dışındakilere düşmanca yaklaşımlarda bulunurlar.Gelinen nokta tam bir faşizmdir.Bu durum git gide tehlikeli sonuçlar doğurmaya başlar.Bu oluşumun baş kişisi olan öğretmen de kendini buna kaptırmıştır ve führer gibi davranmaktadır.Bunun farkına varan-vardırılan hoca, bu sistemi bitirmenin zamanının geldiğini kabul eder ve bunu öğrencilerine söyler.Ancak iş işten geçmiştir.Öğrenciler durumu kabullenemez ve aralarından bir tanesinin kendini öldürmesiyle film sona erer.Bu filmde anlatılmak istenen,o dönemki nazi Almanyasında yaşayan insanların tepkisizliğinin tüm insanlarda görülebileceği , insanların otorite tarafından kolayca kontrol altına alınabileceğidir..Öyle ki doğru sistem oluşturulduğunda ve gerekli kodlar işlendiğinde tüm insanlar acımasız olabilmektedirler.Otoritenin insan üzerindeki etkisine vurgu yapan bu filmde herkesin otoriteye boyun eğebileceğini görmekteyiz.